Alternatif İnternet

Blog Yazısında Giriş Teknikleri

    2 comments:


Bu tavsiyeyi milyon kez duymuşsunuzdur, öyle değil mi?


"Daha iyi yazı yazabilmek için büyük yazarların metinleri üstünde çalışın".

Yüzeysel olarak kulağa gayet mantıklı geliyor. Ta ki bunu gerçekten yapmaya başlayana dek...

Cidden, iyi yazılar üstünde tam olarak nasıl çalışacaksınız?

Diğer yazarları sadece okuyup onların yazım dehalarının bir şekilde size geçmesini mi ümit etmelisiniz? Onların metinlerinin aynısını el yazısıyla tekrar yazıp kendiliğinden bir beyin el bağlantısı kurulmasını mı beklemelisiniz? Yoksa daha somut bir şeyler mi yapmalısınız?

İyi yazmak başlı başına yeterince zor bir iş ve bunun için ihtiyaç duyacağınız en son şey, işleri daha da karmaşıklaştıracak muğlak tavsiyeler olmalı.  

Gerçekten gereksinim duyduğunuz şey bir kopya kağıdı... Diğer yazarların kullandığı başarılı yazım taktiklerine sizi götürecek bir yol haritası...

Neyse ki, sadece tek bir yerden, blog makalesi giriş yazısından, başarılı yazım teknikleri hakkında epey ders çıkarabilirsiniz.

Aşağıda bazı örneklere birlikte bakalım.


Başarılı Yazarların Sırlarını Açığa Çıkarmak

Dünyanın en büyük kişisel bloglarından birini yöneten Jon Morrow'un bir makalesinin giriş kısmını inceleyelim ve okuyucuları içine çekmek için kullandığı üç belirli yazım taktiğini ortaya çıkaralım. Şimdi göstereceğimiz yöntemi kullanarak başarılı yazarların yazım taktiklerini analiz edebilir ve onları kendi metinlerinize uyarlayabilirsiniz.

Aşağıdaki metin, işten ayrılın online yazar olun başlıklı şu makalenin giriş kısmıdır:

Hissediyor musunuz?
Kalbinizdeki o minik çarpıntıyı hissediyor musunuz?
Ne olduğunu bilmiyorsunuz ama bir şey sizi değişmeye itiyor. Bu, günahlarını itiraf et ve arın türünden bir değişim değil. Hayatının yönünü değiştirmeye, aslında hep yapmak istediğiniz şeyi yapmaya sizi çağıran türde bir değişim.
İçinizde patlamaya hazır bekleyen fikirleri duyumsuyorsunuz. Dışarı çıkmak için sizi zorladıklarını sezebiliyorsunuz. Yapmanız gerekenin onları özgür bırakmak olduğunu biliyorsunuz. Fikirlerinize çaresizce ihtiyaç duyan bu dünyaya onları bir mermi gibi ateşlemenizin vakti geldi.
Ama korkuyorsunuz.
İşinizden ayrılmaktan ve garanti bir gelirden yoksun kalmaktan korkuyorsunuz. Her şeyi bırakıp bir yazar olarak hayatınızı sürdüreceğinizi söylediğinizde karşılaşacağınız endişeli hatta kınayan bakışlardan korkuyorsunuz. Israrcı bencilliğiniz yüzünden faturalarınızı ödeyememekten, ailenizin aç kalmasından korkuyorsunuz.
Ama hepsinden çok, yanılmaktan korkuyorsunuz.
Belki o kalbinizdeki çarpıntı bir yanılsamadır. Belki de fikirleriniz aslında hiçbir halta yaramayan berbat fikirlerdir. Belki siz yalnızca görkemli hayallere sahip bir ahmaksınız; ve tüm bu yazar olma hayali, saf bir hayal...
Bu nedenle hiçbir şey yapmıyorsunuz.
Güvenli, önemsiz mesleğinize sıkı sıkı tutunuyorsunuz. Ara sıra hobi olarak roman, öykü, senaryo veya blog yazıları karalıyorsunuz. Kendinize doğru olan şeyi yaptığınızı anlatırken alışveriş, fastfood ve alkol ile neşelenen hayatınız akıp gidiyor. 
Peki ama gerçekten doğru olanı mı yapıyorsunuz?
İçinizdeki o minik ses "hayır" diyor. "Hayır, bunların hepsi çok çok yanlış".

Oldukça etkileyici, değil mi?

Dikkatinizi çekiyor, kendini okutuyor, sizi içine alıyor. 

Peki görünüşünün altında bu metinde neler yatıyor? Bunları bilirseniz aynısını kendi yazılarınızda da uygulayabilirsiniz.

O halde üç temel tekniğin ilkinden başlayalım...


1. Açılış Sorusu

Alıntıladığımız yazarın tüm makalelerinin yüzde yetmiş ikisinin aynı şekilde, bir açılış sorusu ile başladığını biliyor muydunuz?

İlerleyen kısımlarda sorduğu sorularla dikkatinizi cezbetmeye ve sürekli canlı tutmaya çalışıyor. Bu sorularda birkaç nokta keşfettim:

Merak uyandırmak için kasten muğlak ifadeler kullanıyor.

Korku aşılayan belirli tehditlerden bahsediyor.

Kendisi hakkında kişisel bilgiler paylaşacağını ima ediyor. Okuyucu kitlesi yazar hakkında kişisel bilgiler öğrenmeye bayılır.

Söz konusu sorular, mutlaka kapatılması gereken açık duygusal döngüler yaratıyorlar. Bu kapatılma ihtiyacı bir sonraki cümleyi okumanızı sağlıyor. Bu durum sizi giderek daha fazla makalenin içine çekiyor. Sinsice ama işe yarar.

Üstteki alıntı "hissediyor musunuz" sorusu ile başlıyor. Okuduğunuzda "neyi hissediyor muyum" diye düşünmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Böylece bir sonraki cümleyi bir an önce öğrenme isteği duyuyorsunuz.

Eğer bu tekniğin işe yarayıp yaramadığına dair bir kuşkunuz varsa, en sevdiğiniz dizinin final bölümünün ortasında TV'yi kapatarak şüphelerinizi giderebilirsiniz :)


2. Geçişleri Geciktirme

İki fikri, cümleyi veya cümle içindeki kısımları birbirine bağlarken bağlaç, ünlem veya sözcük öbekleri kullanırız. Bu geçişlerin çoğu o kadar sıradan ve doğaldır ki zaten saydığımız unsurları kullanmadan kendimizi ifade edebilmemiz güçtür. Ancak bu sözcükleri adeta bir yazım sanatı gibi kullanarak geçişleri geciktirebiliriz.

Geçişi sağladığımız sözcükleri veya söz öbeklerini bir sonraki cümlenin, hatta bir sonraki paragrafın başında kullanabiliriz. 

Bu yüzden, cümlenin tamamlandığını düşünürüz.

Ancak, aslında asıl bilgi sonraki cümlede saklıdır.

Dolayısıyla, kendimizi okumaya devam etmekten alıkoyamayız.

Geciktirilmiş geçişler kullanmanın avantajları:

1. Okunması daha kolay olan kısa cümleler yazmamıza olanak sağlarlar.

2. Özellikle bir sonraki satırda yeni bir cümleye başlarken okuyucuyu oraya çekmeleri kolaydır. 

3. Okuyucuda daha hızlı okudukları yanılsamasına yol açarlar. Bir solukta bitirdiğiniz o unutulmaz kitapları hatırlayın.

4. Göze biraz beklenmedik görünürler. Bu yüzden, okuyucuya bir parça uyarıcı etki yaparlar. Tıpkı sevgilinize yıl dönümü hediyenizi bir ay önce vermek gibi :)

Şimdi yine Jon'un geciktirilmiş geçişleri bir örnek üstünde nasıl kullandığına bakalım.

İçinizde patlamaya hazır bekleyen fikirleri duyumsuyorsunuz. Dışarı çıkmak için sizi zorladıklarını sezebiliyorsunuz. Yapmanız gerekenin onları özgür bırakmak olduğunu biliyorsunuz. Fikirlerinize çaresizce ihtiyaç duyan bu dünyaya onları bir mermi gibi ateşlemenizin vakti geldi.Ama korkuyorsunuz.İşinizden ayrılmaktan ve garanti bir gelirden yoksun kalmaktan korkuyorsunuz. Her şeyi bırakıp bir yazar olarak hayatınızı sürdüreceğinizi söylediğinizde karşılaşacağınız endişeli hatta kınayan bakışlardan korkuyorsunuz. Israrcı bencilliğiniz yüzünden faturalarınızı ödeyememekten, ailenizin aç kalmasından korkuyorsunuz.Ama hepsinden çok, yanılmaktan korkuyorsunuz.Belki o kalbinizdeki çarpıntı bir yanılsamadır. Belki de fikirleriniz aslında hiçbir halta yaramayan berbat fikirlerdir. Belki siz yalnızca görkemli hayallere sahip bir ahmaksınız; ve tüm bu yazar olma hayali, saf bir hayal...Bu nedenle hiçbir şey yapmıyorsunuz.Güvenli, önemsiz mesleğinize sıkı sıkı tutunuyorsunuz. Ara sıra hobi olarak roman, öykü, senaryo veya blog yazıları karalıyorsunuz. Kendinize doğru olan şeyi yaptığınızı anlatırken alışveriş, fastfood ve alkol ile neşelenen hayatınız akıp gidiyor. Peki ama gerçekten doğru olanı mı yapıyorsunuz?


Geçişlerin yazıyı daha akıcı kıldığı sır değil ama ne tür geçişlerin işe yaradığını belirlemek için pratik yapmalısınız.


3. Şiirsel Yineleme

Şiirsel yineleme veya şairane tekrar, okuyucu nezdinde metnin vurucu etkisini güçlendirmek için bazı sözcüklerin bilinçli biçimde birden çok kez kullanılması demek.

Bu tür bir yazım stili, çekici bir ritm yaratarak metnin ilgili kısımlarını birbirine bağlayacaktır.

İnsan zihninin belirli bir patern algılaması için tekrarın üç kez yapılması gerekir. Bu sayede yazı akılda kalıcı, eğlenceli ve ilginç bir hale gelir. Klasik romanlardan tarihe geçmiş deyimlere bu üçlü kullanım her yerde karşımıza çıkar:

veni, vidi, vici (geldim, gördüm, yendim)

by the people, of the people, for the people (halk için, halka göre, halk tarafından)

Hatta bir hikayenin inşa süreci bile bize aynı üçlü yapıyı verir: giriş, gelişme, sonuç.

Aynı örnekle devam edersek:

İşinizden ayrılmaktan ve garanti bir gelirden yoksun kalmaktan korkuyorsunuz. Her şeyi bırakıp bir yazar olarak hayatınızı sürdüreceğinizi söylediğinizde karşılaşacağınız endişeli hatta kınayan bakışlardan korkuyorsunuz. Israrcı bencilliğiniz yüzünden faturalarınızı ödeyememekten, ailenizin aç kalmasından korkuyorsunuz.
  

Artık Harekete Geçin ve Bir Profesyonel Yazar gibi Açılış Yapın

Bir yazar ve blogger olarak yazım yeteneğinizi geliştirmek için epey çaba harcamış olmalısınız.

Belki şu ana dek başarılı yazarların yazım teknikleri üstünde çalışmamak için kendinize bahaneler üretiyordunuz.

Ancak büyük yazarların nasıl basit yöntemlerle metinlerine giriş yapabildiklerini biliyorsunuz. 

Niye bundan sonraki yazılarınızda bu yöntemleri deneyip sonucu görmek istemeyesiniz? Üstelik yüzeysel olarak paylaştığımız bu bilgileri geliştirmek tümüyle sizin elinizde. 


  




Alternatif İnternet

About Alternatif İnternet -

Author Description here.. Nulla sagittis convallis. Curabitur consequat. Quisque metus enim, venenatis fermentum, mollis in, porta et, nibh. Duis vulputate elit in elit. Mauris dictum libero id justo.

Subscribe to this Blog via Email :

2 comments

Write comments
Anonymous
AUTHOR
December 2, 2019 at 7:25 AM delete

Netkolik.Net

Reply
avatar
December 12, 2021 at 7:03 AM delete

“kullanıcı adı – isverenden.com” paaa

Reply
avatar