Yataktan kalkıyorsun; şöyle bir geriniyorsun; mutfağa gidip kahveni koyuyorsun.
Sandalyene yaslanıp mesaine başlıyorsun. Üstünde hala eşofmanların varken üstelik...
Artık sen hakiki bir blogcu olduğun için kimse ne giymen ve nasıl çalışman gerektiğine karışamaz.
Bilgisayarını açıp gelen e-postalarına göz atıyorsun. Her zamanki gibi banka hesabından onlarca otomatik mesaj almışsın: "Adınıza yapılan ödeme hesabınıza aktarılmıştır".
Derin ve rahat bir uyku çekerken adeta hesapların para basmış. Bir gecede, başkalarının uğruna aylar boyu çalıştığı kadar paraya bir anda sahip olmuşsun.
Peki, bu bir çoğumuza hayal gibi gelen çalışma yaşamı gerçekten mümkün olabilir mi?
Bir blog açarsın; reklam alırsın; blogun patlar ve Bum... Üstteki rüya tümüyle gerçek olur. İnternette sıfırdan başlayarak bunu başaran bir sürü kişi ve site olduğunu biliyorsun.
Sayfanızın bir köşesinde sinsice bekleyen o minik reklamcıklar aslında sizi zengin etmek için gece gündüz çalışıyorlar...
Gerçekte ise, eğer reklamdan para kazanabileceğinizi düşünüyorsanız bir daha düşünün derim...
Reklam Almak Kaliteli İnternet Yayıncıları için Saçma bir Stratejidir
Şaşırtıcı gerçek şu ki; eğer blogunuzdan ciddi miktarda gelir elde etmek istiyorsanız reklam almak başvurmanız gereken son çare olmalı...
Her ne kadar, bu işe yeni başlamış veya başlamaya heves eden kişiler aksine inansa da, bir sayfa açıp birkaç tıklanma taktiği öğrenip sonra da reklamdan köşeyi dönmek neredeyse imkansız...
Bir çok kaliteli olabilecek internet yayıncısı zamanını ve enerjisini boşa harcıyor.
Aşağıda liste halinde açıklayacağım sebepler sitenizden para kazanmanız için niye reklam dışında yollara başvurmanız gerektiğini gösterecek:
1. Reklamlar Çok Çok Az Para Kazandırır
En temel sebep en basit olanıdır. Aynı zamanda en çok göz ardı edilen gerçek de bu...
Hemen para kazanmak istiyorsunuz; hem de hemen çok para kazanmak istiyorsunuz.
İşin komik tarafıysa, reklam kullanmak internetten para kazanmanının belki de en ağır işleyen yolu... Muazzam miktarda tekil görüntülenmeye ulaşana dek reklamdan kazanacağınız para, lafını etmeye değmeyecek kadar küçük olacaktır.
Şimdi en yaygın örneği inceleyelim: internet sayfalarında gördüğünüz reklamların büyük bölümü Google Adsense reklamlarıdır. Geriye kalanların büyük bölümüyse, kumar, bahis, yetişkin içerik sunan servislere aittir ki bunlar bambaşka bir başarısızlık başlığı altında incelenmeye değer...
Google Adsense ile ne kadar para kazanabileceğiniz birden çok değişkene bağlı: sitenizin konusu, yayınlanan reklamların içeriği, sitenize ne kadar tıklanma aldığınız ve sonuç olarak sitenize konulan reklama kaç kez hangi oranda tıklandığı belirleyicidir.
Adsense'teki CTR diye bilinen ortalama tıklanma başına oran genellikle binde bir civarındadır.
Birisi sizin reklamınıza tıkladığında kazanacağınız paraya ise gerçekçi bir yaklaşımla 1.5 TL diyelim.
Bu durumda, o 1.5 TL'yi kazanmanız için sayfanıza bin farklı kişinin girmesi gerekiyor ki o bin kişiden biri istatistiki olarak reklama tıklasın...
Ne var yani? Reklam öyle dursun, her gün 1.5 TL biriksin işte diye düşünebilirsiniz. Ama eğer her gün bin tekil görüntüleme alabilen bir blog yönetiyorsanız, reklam koyma dışında başka yollarla 1.5 TL'den çok daha fazla kazanabilirsiniz.
2. Reklamlar Sayfanızda Çok İğreti Duracaktır
Sayfanızda ziyaretçilerinizin ilgisini sürekli canlı tutacak yöntemler bulmanız gerekmekte...
Bu, düşündüğünüzden daha zor bir konu. Mesela, yazım dilinizin net olması gerekir, girişleriniz okuyucu içine çekmeli, çarpıcı ara başlıklar ve alıntılar kullanmalısınız. Sosyal medyada paylaşabilecek kısımlar oluşturmalısınız. Ve daha bir sürü şey sizin yeteneğinize kalmış...
Okuyucunuzun ilgisini çekebilmek ve çektikten sonra o ilgiyi koruyabilmek için deyim yerindeyse döktürmelisiniz.
Fakat... Google mühendisleri, asıl ilgiyi reklamların çekmesi için sizden daha fazla uğraşıyorlar. Bununla rekabet edebilir misiniz?
Reklamın tüm amacı ilgi çekmektir. Bunu başarmayı önemser. İster sayfanıza uygun olsun, ister olmasın...
3. Reklamlar Ziyaretçilerinizle İletişiminizi Baltalar
İşini bilen bir blogcu, her zaman ziyaretçilerinin sayfalarında ne yapmaları gerektiğini önceden ayarlar.
Onların bir başka gönderinizi okumalarını sağlamalısınız veya sayfanızın sürekli üyesi/takipçisi yapmalısınız... Bunu başarmak için uygun pozisyonlara ilgili bağlantıları yerleştirmeniz gerekir.
Problem şu ki, Google Adsense reklamları da aynı şeyi yapar. Reklamlar ziyaretçilerinizle iletişiminizi azaltır çünkü onlara sizinkiler yanında ekstra bir seçenek daha sunar.
4. Reklamlar Sizi Hedeflerinizden Alıkoyar
Bir internet sitesi açmanızın arkasında asıl motivasyon nedir veya
ne olmalıdır?
Çoğu yayıncı, kendilerine bir hayran kitlesi oluşturmak ister. Bunu başarmanın en sağlam yolu, insanlara bir değer katmaktır.
Reklamlar buna da engel olur çünkü ziyaretçilerinize en ufak bir
değer sunmazlar. Aksine, reklamlar kendilerine değer sunulması için vardır.
Pek çok ziyaretçi, reklamların bir sayfayı değersizleştirdiği hissine sahiptir.
Üstelik, bir reklamın asıl hedefi ziyaretçinizi kendine tıklatarak sizin sayfanızdan başka bir yere götürmektir. Başarılı olması halinde size sunduğu 1.5 TL bu kaybı telafi eder mi?
Bugüne kadarki tüm incelemelerde, her şeyin birbiriyle uyumlu olduğu sitelerin çok daha hızlı büyüdükleri gözlemlenmiştir.
5. Reklamlar Sizi Muhtaç ve Zavallı Gösterir
Biri, sayfanıza girip reklam koyduğunuzu gördüğü an, sizin ona bir şeyler satmaya veya kendi üstünden para kazanmaya çalıştığınız hissine kapılacaktır doğal olarak.
Bunun nesi kötü diye düşünüyorsanız bir de şu açıdan bakın: aynı durumla gerçek dünyada karşılaşsanız tepkiniz ne olurdu? Biriyle henüz yeni tanışmışsınız ve o kişi hemen sizin üstünüzden üç beş kuruş kazanmanın derdine düşmüş. O kişi hayatınızda saygın ve kalıcı bir yer edinebilir mi?
İster inanın ister inanmayın ama sitenizdeki reklamların bıraktığı ilk izlenim üçkağıtçı satıcılarla aynı...
Sonuç olarak, ziyaretçileriniz reklam aldığınızı gördüklerinde artık size daha az güveneceklerdir. Bu epey yıkıcı bir durum çünkü karşılıklı güven, sanal dünyada çok takipçiye sahip olmanın mihenk taşlarından biri...
Ayrıca, reklam kullanmadan da her zaman sitenizden para kazanmanın mümkün olduğunu eklemeliyim.
6. Reklamlar Sizi Bir Başkası için Çalışmaya Zorlar
Bir internet sitesi açıyorsanız siz de artık bir nevi girişimci sayılırsınız. Tamamen size ait bir yere sahipsiniz. Kendi işinizin patronu gibisiniz.
Peki, reklam aldığınızda ne değişir?
Artık sizin de bir patronunuz var ve onun adı Google (veya diğer reklam veren kuruluşlar).
Üstelik bu patron, gerçek dünyadaki patronlardan bile daha acımasız.
Google Adsense ile ücret pazarlığı yapamazsınız. Tıklama başına kazanacağınız parayı o istediği gibi belirler.
Ücretiniz asla zamanında düzenli yatmaz. Ödeme alabilmeniz için minimum ödeme tutarına erişmeniz gerekir.
Kazara yanlış bir şey yaparsanız sizi kapı önüne koyar ve o güne dek hak ettiğiniz ücreti ödemez. Örneğin, Google'ın uzun ve belirsiz yayın politikasına aykırı küçücük bir paylaşımınızda dahi sizi sorgusuz sualsiz Adsense sisteminden atabilirler ve hesaplarınızda biriken parayı alamazsınız.
Gerçek dünyadaki patronlardan kaçıp internette hayatınızı kazanmak isterken daha kötü bir patrona sahip olmayı kim ister?
7. Reklamlar Ziyaretçileriniz yanında Sizin için de İlgi Dağıtıcı Olabilir
Buraya kadar hala sitenize reklam almayı para kazanmanın en kolay yolu olarak görmeye devam ediyor olabilirsiniz. Yukarıda anlattıklarıma rağmen, hala reklam koyup birilerinin ona tıklamasını bekler ve kazandığım paraya bakarım bereket versin diyor olabilirsiniz.
İşte, reklam koymanın bir diğer kötü yanı da tam olarak bu... Sayfanızın içeriği ve tasarımı ile ilgilenmek yerine artık sabah uyanınca ilk yapacağınız iş kaç kişinin reklama tıkladığına bakmak olacak.
Reklamın tıklanma oranını artırmanın yollarını düşünmeye başlayacaksınız. Oysa, sizin işiniz tümüyle siteniz olmalıydı. Reklam, bir araç olmaktan çıkarak sayfanızın varlığının amacı haline gelecek. Bu durum uzun vadede kalitesizlik, istek ve dolayısıyla ziyaretçi kaybına yol açacak.
Ziyaretçi kaybettikçe reklamın tıklanması takıntınız giderek büyüyecek. Bu kapalı döngü içerisinde güzel umutlar besleyerek giriştiğiniz internet yatırımınız ivme kaybedip eriyecek.
8. Reklamlar İtibarınızı Lekeler
İnternette her gün yüzlerce farklı ürün ve firmanın reklamının yapıldığını görüyorsunuz. Bunlardan kaçı sizce gerçekten saygın firmaların işe yarar ürünleridir? Emin olun çok azı...
Google Adsense ve diğer reklam sunan kuruluşlar, yayınlanacak reklamları kendi algoritmalarına göre seçip dağıtırlar. Burada siteyi yöneten sizin hiçbir seçme şansınız yoktur. Onlar size neyi uygun görmüşlerse o reklamlar sayfanızda yayınlanır.
Ancak, ziyaretçileriniz o reklamlardan sizin sorumlu olduğunuzu düşüneceklerdir. Sizin sayfanız... sizin reklamlarınız... onların kafasından geçecek anlık düşünceler bunlar olacaktır. Hatta reklam edilen ürünü sizin tavsiye ettiğinize bile inanabilirler. İnternette Google Adsense'in çalışma prensiplerinden bihaber milyonlarca kullanıcı dolanıyor.
Sahtekar bir firmanın işe yaramaz bir ürününü reklam eden bir sitenin inandırıcılığı ve prestiji ne düzeyde olur?
9. Reklamlar Tasarımınızı Çirkin Gösterir
Gençlik çağlarınızda duymuşsunuzdur: bir insan yeni tanıştığı karşı cinsle sevgili olup olmayacağına saniyeler içerisinde karar verirmiş. Yapılan araştırmalar, iş görüşmelerinde de aynı kuralın geçerli olduğunu ortaya koyuyor. İlk on saniye içerisinde başvuran kişinin o işe uygun olup olmadığına karar veriliyor. Sonuç: ilk izlenim çok önemlidir ve ilk izlenim genellikle görsellik üstüne kuruludur.
Aynısı internet sayfanıza da uygulanabilir. Bir siteye girdiğiniz ilk an orada daha fazla zaman geçirmek isteyeceğinize karar verirsiniz veya tam tersi... İşte bu noktada en çok rol oynayan unsur tasarımınızdır. Şık ve kullanışlı bir tasarım hayati öneme sahip. İnsanların yüzde doksan dördü kötü tasarıma sahip bir siteye güvenmeyeceklerini belirtiyor.
Ancak tasarımınız ne kadar iyi olursa olsun, iliştirdiğiniz bir reklam onun görüntüsünü de değiştirecektir. Bu tıpkı ciddi bir iş görüşmesine pahalı bir takım elbise altına tuvalet terliği giyip gitmek gibi duracaktır. Evet belki biraz abartılı bir benzetme oldu... Ama etkileri aynı olacak: reddedilmek ve uzak durulmak.
Reklamları sitenizin genel tasarımına daha uygun yerleştirmeniz mümkün. Yine de bu çabaya değer mi?
10. Reklamlar Sayfanızın Yüklenme Süresini Uzatacaktır
Modern sosyologlar, küresel ölçekte içinde bulunduğumuz çağı tanımlarken hız ihtiyacına ve sabırsızlığa mutlaka yer verirler.
Her şeyin bir an önce hazır biçimde önümüzde olmasını istiyoruz. Beklemeye, katlanmaya tahammülümüz sıfır...
İnternet kullanıcılarının çoğu, bir sayfa, dört saniye içerisinde tamamen yüklenmezse o sayfayı kapatıyorlar. İşte bu yüzden çoğu profesyonel sitede reklamları geçebilmek için beklemeniz gereken süre birkaç saniye olarak ayarlanmıştır.
Sitenizi yavaşlatan pek çok etmen mevcut ve tabi ki reklamlar bunlardan biri...
Reklamlar gerçekten sayfanızın yüklenme süresini uzatacaktır. Bizzat Google uzmanları yaptıkları çalışmayla bunu kanıtlamışlardır.
Takipçilerinizin sırf bu yüzden yarım saniye ile sayfanızı kapatıp gitmelerini ister miydiniz?
11. Reklamlarla Ziyaretçilerinizi Birkaç Kuruş için Google'a Satıyor Olursunuz
Sitenizden Google Adsense ile para kazanmaya çalışmak takipçilerinize ürün muamelesi yapmanızı gerektirir. Sonuçta, eğer onlar reklamlara tıklarsa para kazanabileceksiniz. Yani ziyaretçileriniz Google'a satmak istediğiniz potansiyel ürünlerinizdir.
Böylesi bir izlenimi sitenizin ziyaretçilerine vermek istemezsiniz. Onlar, sitenizle kendilerine bir değer katmanın, onlara vaat ettiğiniz içerikle mutlu olmanın peşindelerken ürün yerine konmak hoşlarına gitmeyecektir.
Bunun yerine birazdan bahsedeceğimiz gibi onlara bizzat siz istedikleri ürünü satın.
12. Reklamlar Siteniz üstündeki Hakimiyetinizi Elinizden Alır
Yeni bir site açan herkes haklı olarak aşırı kontrolcüdür. Sonuçta, onu ortaya çıkarabilmek için gece gündüz çalıştınız. Şimdi her şeyiyle size ait olmalı, değil mi?
Reklamlar, işte bu kontrolü elinizden alır. Reklamların neye benzeyeceğinin ve ona tıklayanları nereye götüreceğinin kontrolü sizden başkasına aittir. Özellikle henüz yeni açılmış bir sayfa kontrol hissinin azalması kötü sonuçlara yol açabilir.
13. Reklamlar Sizi bir Acemi gibi Gösterir
Sitenizi ünlü yapabilmek için sosyal medyada takipçileri olan ziyaretçilerinizin onu sahiplenmesine ihtiyacınız var. Sahiplenmiş ziyaretçileriniz sitenin tanıtımı için sizin kendi başınıza yapabileceğinizin çok daha fazlasını yapabilirler.
Fakat bir sitenin gönüllü olarak tanıtımını yapabilen insanlar, bu işlerden anlarlar. Onlar, reklam almış bir sayfanın çok gelecek vaat etmediğini bilirler. Kendi hesaplarından sizin içeriğinizi paylaşmanın anlamsız olacağını düşünürler.
Sonuçta, belki de bu sayfa birkaç ay içinde yeterince reklam tıkı alamazsa yayınına son verecek... İnternet büyük ümitlerle başlayıp hızlıca unutulan girişimler çöplüğüdür. Farklı olduğunuzu göstermek istiyorsanız reklam koymak başvurmanız gereken en son çare...
Ne demiştim? Reklamlar sizi acemi gibi gösterir ve internetteki kanaat önderleri acemilerden uzak dururlar.
Tamam, Reklam Fikri Berbat. O Halde, İnternet Girişiminizden Nasıl Para Kazanacaksınız?
Buraya kadar olan kısım sizi ikna etmeyi başardıysa, şimdi esas meseleye girelim.
Hosting masraflarınız, sitenize ayırdığınız zaman ve emek karşılıksız mı kalacak?
İşin aslı şu ki, pek çok başarılı yayıncı reklam almaya hiç tenezzül etmeksizin para kazanabiliyorlar. En azından alışık olduğumuz şekilde reklam almıyorlar diyelim. Google Adsense gibi...
Ne demiştik? Ziyaretçilerinizi reklama satmaktansa ziyaretçilerinize kendi ürünlerinizi satın. Böylece reklamcı bizzat siz olun. Ziyaretçilerinizle aranıza bir başkası giremesin.
Okuyucularınızla aranızda sağlam güvene dayanan bir bağ kurabilirseniz onları ikna edebilirsiniz. Tabi ki satacağınız somut veya fikri ürünün onların ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekir. Ziyaretçilerinizin neye ihtiyaç duyduklarını öğrenme metodlarını da açıklayacağız.
Satabilecekleriniz konusunda epey çeşitliliğe sahipsiniz. İlk anda akla gelenler:
1. Sanal bir Hizmet Sunun
Sanal hizmetler kurup uygulaması çok kolay olduğu için blogunuzdan para kazanmanın en hızlı yoludur. Koçluk ve danışmanlık şu an en çok sunulan iki hizmet dalı... Bunları çeşitlendirmek sizin elinizde.
Günümüzde internet gerçek hayatın yerini alırken, gerçek hayatta sizi tanıma şansı olmayan ama burada size ulaşabilen insanlardan bazıları sizin sunabileceğiniz eşsiz bir şeye ihtiyaç duyuyordur mutlaka. Bu gerçeği hep aklınızda tutun.
2. Kitlenizin Hoşuna Gidecek bir Ürün Bulun
Ziyaretçi kitlenizin isteklerini öğrenmeye başladığınıza göre, onlara hitap eden bir ürün bulmak artık oldukça kolay olmalı...
Bilgiye dayalı ürünlerden:
Hızla gelişen pazar payına sahip e-kitap sektörü, birçok yabancı blogcu tarafından başarıyla kullanılıyor.
Siteniz üstünden ders vermeyi deneyebilirsiniz.
Üyelik gerektiren bir portala dönüşebilirsiniz.
Veya somut bir nesne satabilirsiniz.
Blogunuzdaki yazıları derleyerek somut bir kitap basabilirsiniz. İnsanlar sizi internet üstünden okumayı seviyorlarsa içlerinden bazıları kağıdı basılı halde okumayı da seveceklerdir.
Sitenizdeki içeriğe uygun el işi aksesuarlar üretip satabilirsiniz.
Bu öneriler kulağa zorlu ve hayali gelebilir. Ama unutmayın bunu başaran pek çok amatör yayıncı var. Doğru bir araştırmayla müthiş satan bir ürün bulabilirsiniz.
3. Başkasının İyi bir Ürününü Satın
Satışından komisyon alacağınız bir ürünün reklamına yer vermek Adsense gibi yaygın reklam kuruluşlarıyla çalışmaktan çok farklıdır.
Affiliate Marketing ile ilgili Türkçedeki en detaylı incelemeyi okuyun.
4. Size özgü bir Yeteneği Pazarlayın
Bir site açtığınızda şovun sahibi sizsiniz. Geri kalan herkes ise izleyicinizdir. Bu durumu avantaja çevirin.
Herkesin zaten yapmaya çalıştığı şeylerin ötesini düşünün.
Para Kazanmak için En Doğru Yolu Bulun
Bir musibet bin nasihatten yeğdir denir. Belki de, tüm bu tavsiyelere kulaklarınızı tıkayıp Google Adsense işine girip ne kazanacağınızı ve ne kaybedeceğinizi bizzat deneyimlemelisiniz.
Hakiki ve kaliteli bir internet yayıncısı olarak sitenize çok emek sarfediyorsunuz. Hatta onun için gerçek para harcıyorsunuz. Bu yüzden artık ondan para kazanmanızın zamanı geldi de geçiyor. Her ne kadar reklam koymanın klişe ve işe yaraması güç bir şey olduğunu bilseniz bile herkesin denediği bu yolu denemekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz.
Reklam almanın en büyük paradoksu şudur: reklam tıklanmasından para kazanmanız için istikrarlı şekilde çok sayıda takipçiye ihtiyacınız var. Ancak bu kadar takipçiniz varsa para kazanmak için reklam kullanmaktan daha iyi seçenecekleriniz olacaktır.
Reklamdan para kazanmak genellikle tek seferlik bir iştir ve tek seferde yapacağınız tutar önemsiz bir miktar olacaktır. Kalıcı kazanmak içinse üstteki tavsiyelerimi geliştirmeye bakın...
Sabah kahvenizi koyup ekranın karşısına geçtiğinizde o iç ferahlatıcı ödeme maillerini görüntülemek düşündüğünüzden daha kolay olabilir.
1 comments:
Write commentsbu kadar bos yapmak icin ne ictin soyle ben de ondan icmek ve bu kafaya ulasmak istiyorum :)
Reply